Türkiye'de Aşk ve Evlilik
Türkiye gibi üç tarafı denizlerle çevrili, her yanı ayrı güzel, her manzarası ayrı büyüleyici olan bir ülkede aşk bir başka yaşanıyor. Aşıkların birlikte vakit geçirebilecekleri, aşk tazeleyebilecekleri bir çok mekan, sahil ve manzara dolu Türkiye’de evlilik de kaçınılmaz olarak bu birlikteliğin son durağını oluşturuyor.
Aşk insanlar tarafından, inişli çıkışlı kavgaların, fırtınaların, öfkelerin, nazların, coşkulu hislerin, ihtiras ve yeminlerin birbirini izlediği bir ruh macerası olarak tanımlanıyor. Türkiye’de papatyalarla yapılan ‘’seviyor- sevmiyor’’ falı, aşık olunan kişinin de kendisini sevip sevmediğini anlamanın bir yolu olan sevimli bir inanç haline gelmiş. Papatyanın çiçek yaprakları tek tek, sırayla ‘’seviyor’’, ‘’sevmiyor’’ diye koparılıyor ve kalan son yaprak hangi kelimeye denk geliyorsa, o sorunun cevabı olarak kabul ediliyor. Son kelime ‘’seviyor’’ ise kişinin içi ferahlıyor.
Türkiye’nin en bilinen şairlerinden Nazım Hikmet Ran’ın aşk şiirlerinden ‘’Şehrime Gel Sevgili’’ Türk insanı için aşk kavramını en iyi özetleyen mısraları barındırıyor.
Şehrime Gel Sevgili
Şehrime gel sevgili.
Yarın çık gel.
Bırak her şeyi, bir bekleyenim var de gel.
Gel ki bu şehir adımlarınla anlamlansın.
Gel ki bu şehir nefretim olmaktan çıksın.
Gel ki nefes alayım.
Gel.
Türkiye’de ‘’birlikte yaşama’’ kavramı pek uygun görülmüyor. Bazı semtlerde göze batmasa da genellikte Türk halkı ‘’evlilik’’ yoluyla birlikteliğe önem veriyor. Aşkın geçici, evliliğin ise daimi ve kalıcı olduğunu düşünen halk, saygı devam ettikçe evliliğin de yürütülebileceğine inanıyor. Türkler için evlilik, çocuklarla birlikte kurulan çekirdek ailenin emniyet ve mutluluğunun aile büyükleriyle paylaşılması ve hoş muhabbetlerin, misafirliklerin yaşanması şeklinde gerçekleşiyor.
Türkiye’de 18 yaşının altındaki kişilerin evlenmesi yasal olarak uygun bulunmamakla birlikte çocuk istismarına giriyor. Yalnızca 17 yaşındaki kişilerin ebeveynlerinin rızasıyla, 16 yaşındaki kişilerin ise ebeveynlerinin rızası ve mahkeme kararı ile izin verilebiliyor.
Çiftlerin evlenebilmeleri için şartlar, erkeğin kadına evlilik teklifi etmesi gerekliliğiyle başlıyor. Kadının kabul etmesiyle birlikte serüven devam ediyor. Teklifi kına gecesi, nişan, nikah, düğün ve balayı izliyor.
Evlilik Teklifi
Türkiye, evlilik teklifleri için muhteşem bir tercih olarak görülüyor. Şehirde evlilik teklifleri için şirketler tarafından özenle hazırlanmış organizasyonlar bile bulunuyor. Bu özel günlerde havai fişekler, çeşitli ilçelerde bulunan şelaleler ve doğaüstü manzaralar, lüx restoranlar, konserler, büyüleyici Boğaz manzaralarının olduğu mekanlar, Pamukkale’de peri bacalarını kuş bakışı gören balonlar, ve lüx oteller kullanılabiliyor.
Kına gecesi
Evlenecek kızın, büyüdüğü evden ayrılmasına duyulan hüznün yansıtıldığı kına gecesinde, erkek ve kız tarafının kadın üyeleri ve yakın arkadaşlar toplanarak şarkılar ve türküler eşliğinde gelin adayının ellerine kına yakıyorlar. Kına yakma töreninde gelin adayı kırmızı elbisesiyle, ellerinde tuttukları mumlar eşliğinde etrafında dönerek şarkılar söyleyen kadınların ortasında oturuyor.
İsteme
Erkek tarafının ailesi ve aile büyükleri, kız tarafının evine giderek, ebeveynlerinden evlenme için izin isterler. ‘’Allah’ın emri Peygamber’in kavliyle, kızınızı oğlumuza isteriz’’ cümlesi ile kız isteme yapılır. Evlenecek kızın yaptığı kahveler ikram edilir. Yalnızca damat adayının kahvesine ‘’senin elinden zehir olsa içerim’’ sözüne nazaran, tuz ve çeşitli baharatlar eklenerek, bunu etraftakilere belli etmeden içmesi bekleniyor. Esprili bir gelenek halini almış olan bu durum hala neredeyse bütün istemelerde yapılıyor. Söz töreni denilen yüzüklerin takılması da genellikle isteme günü aileler tarafından yapılıyor. Ve seçilen aile büyüğü yüzükler arasındaki kırmızı kurdeleyi keserek eşlerin ilk birleşim adımını atıyor.
Nişan
Türkler, nikahtan önce, nişan yüzüklerinin takıldığı ve düğünden önce bol bol dans edilen törenler düzenliyor. Davetlilere tercih doğrultusunda kokteyl veya akşam yemeği ikram edilebiliyor. Nikah yüzüklerini aile büyüklerinden biri takarak yine yüzüklere bağlanmış olan kırmızı kurdeleyi keserek yapılacak olan evlilik için iyi dileklerini dile getiriyor.
Nikah
Nikâhlar belediyelerin evlendirme dairelerindeki nikâh memurları tarafından şahitler huzurunda kıyılıyor. Şahitlerin de onayı alındıktan sonra nikah memuru çifti ‘’eş’’ ilan ediyor ve evlilik cüzdanlarını takdim ediyor. Türk Medeni Kanununda belirtildiği üzere bir evliliğin yasal olarak tanınması için resmi nikah olması gerekiyor. Bunun haricinde yapılan hiçbir nikah türü resmi sayılmıyor ve Türkiye’de tanınmıyor.
Düğün
Evlilikle ilgili tüm adımlar atıldıktan sonra düğün organizasyonları başlıyor. Genellikle oteller, büyük restoranlar, toplantı salonları ve bu tür günler için kullanılan kır bahçeleri düğün organizasyonlarına ev sahipliği yapıyor. Gelin ve damadın seçtiği süslemelerle süslenen yerde belli saatler arasında genelde akşam yemeğini de kapsayacak şekilde bir parti düzenleniyor. Gelin ve damadın oynamasının zorunlu olduğu bu partide en çok onların yorulması gelenek haline gelmiş durumda. Hatta düğününde oynamayan gelinlerin evliliğe biraz isteksiz olduğu düşünülüyor. Bu düğün organizasyonu, tercihe göre nikah ile birleştirilebiliyor. Nikah memuru düğün yapılacak yere çağrılarak önce nikah kıyılıyor ardından parti yapılıyor.
Balayı
Genellikle düğün bitiminin gecesi veya bir sonraki gün, çiftlerin baş başa evliliklerini kutladıkları tatile balayı adı veriliyor. Bu tatil sonunda eşler evlerinde, birlikte bir hayat kurmaya başlıyor.
