Türkiye’de Okul Öncesi Eğitim Sistemi

Why Do You Need to Buy a House in 2022?

Türkiye’de Okul Öncesi Eğitim Sistemi

İnsanoğlunun hayatının ilk altı yılı, gelişimin en hızlı, içinde yaşanılan çevreyle etkileşimin en fazla olduğu yıllar olarak kabul ediliyor. Erken yaşlarda çocuğa verilen eğitimin sadece çocuk ve ailesine faydalı olmadığı, toplum için de gerekli olduğu biliniyor. Erken çocukluk çağında eğitim alabilen çocukların gelişim özellikleri akranlarına göre önemli farklar barındırıyor. Erken dönemdeki çocukların bakım ve eğitimine önem vermek, uzun vadede toplumsal yarar da sağlıyor. Bireyin dil becerileri, çalışma hayatına atılma yaşı, mesleki statü, bilgisayar gibi araçlar vasıtasıyla günlük yaşama olumlu etkide bulunuyor. İşte Türkiye’de “Okul Öncesi” eğitimin gelişimi ve mevcut durumu….

1. Osmanlı İmparatorluğu Dönemi

Osmanlı döneminde, bugünkü anlamda okul öncesi eğitim kurumları olmasa da bu yaştaki çocukların eğitimini üstlenen bazı kurumların varlığı biliniyor. Sıbyan okulları denilen mahalle mekteplerinde çocuklara Kur’an okumayı, hesap yapmayı, biraz da yazı yazmanın öğretildiği anlaşılıyor. Her ne kadar ilkokul düzeyinde olsa da bazı anne babaların daha küçük yaştaki çocuklarını bu okullara gönderildiği biliniyor. Erken çocukluk dönemi kurumlarının imparatorluğun çeşitli illerinde açılmaya başlanması II. Meşrutiyet (1908)’in hemen öncesindeki döneme rastlıyor. Birinci Dünya Savaşı öncesi İstanbul merkezli çalışmalar ailelerdeki eğitim yetersizliklerini gidermek ve farklılıkları azaltma amacı taşıyor. Bu amaç, yeni kurulan Türkiye Cumhuriyeti’nde Milli Eğitim Temel Kanunu’nda yer alan ‘fırsat eşitliği’ ilkesi olarak yer bulunuyor.

2. Türkiye’de Okul Öncesi Eğitim: Başlangıç

Genç Cumhuriyet döneminde kaynaklar ilköğretimdeki okullaşmanın gelişimine harcanırken okul öncesi eğitim ailelerin ve yerel yönetimlerin sorumluluğuna bırakılıyor. Kadınların iş hayatına atılmaya başlamasıyla birlikte İstanbul’da çalışan fakir kadınların çocuklarını bırakabilecekleri yuvalar kuruluyor. 1940’larda kanuni düzenlemelerle Çocuk Esirgeme Kurumu bünyesinde gündüz bakımevleri açılarak okul öncesi eğitimin yaygınlaştırılması planlanıyor. Gündüz bakımevlerine anneleri işe giden 2-3 yaşından 7 yaşına kadar çocuklara öncelik tanınıyor. 1950’lere kadar okul öncesi eğitim büyük ölçüde aileler çalışırken çocuklarına bakmak, onlarla vakit geçirmek üzerine şekilleniyor. 1950’lerden sonra, dünyadaki eğilime uygun olarak okul öncesi eğitim hizmetleri Milli Eğitim Bakanlığı bünyesine alınarak eğitim meselesi olarak görülmeye başlıyor. Hem kamu kurum ve kuruluşlarında hem de özel kreşlerin çoğalmasıyla okul öncesi eğitimin yaygınlaşması 1960’lardan itibaren gerçekleşiyor. 1970 ve 1980’lerde Milli Eğitim Bakanlığı bünyesinde yayınlanan yönetmeliklerle eğitimin kapsamı, amacını, nitelikleri belirleniyor.

Türkiye’de Okul Öncesi Eğitim Sistemi image1

3. Günümüz Türkiye’sinde Okul Öncesi Eğitim

Türkiye’de her geçen yıl okul öncesi eğitim alanında okullaşmanın arttığı görülüyor. Artık her mahallede erken çocukluk eğitimi kurumları bulunuyor. Şehirleşmeyle birlikte kadınlar iş hayatına atılırken çocuklar da artık akranlarıyla daha az vakit geçiriyor. Birçok aile kendi niteliklerinin çocuklarına eğitim vermeye yetmediği düşüncesiyle ve çocukların sosyalleşmelerini istemeleriyle okul öncesi eğitime yöneliyor. Türkiye’de ailelerin, erken çocukluk eğitiminin öneminin fark ettikleri görülüyor. Böylece yakın zamanda Türkiye’nin erken çocukluk okullaşmasında Batılı ülkelerle yarışır hale gelmesi bekleniyor. Nitekim Milli Eğitim Bakanlığı da buna yönelik çalışmalar yapıyor. Okul öncesi eğitim almayan çocuklara özellikle yaz aylarında okulların atıl durumunu değerlendirerek iki aylık yoğunlaştırılmış anaokulu eğitimi veriliyor. Okullaşma oranının ise birkaç yıl içinde yüzde 60’tan yüzde 100 oranına çıkarılması hedefleniyor. 2018 yılında açıklanan 2023 Eğitim Vizyonu’nda erken çocukluk eğitiminin 5 yaş için zorunlu olması planlanıyor. Bu kapsamda özel gereksinimli öğrenciler gibi dezavantajlı gruplar ve dar gelirli ailelerin çocuklarının eğitimlerden faydalanması bekleniyor.

4. Okul Öncesi Eğitimin Faydaları

Günümüzde yapılan pek çok araştırma okul öncesi devrede eğitim alan çocukların sonraki süreçte okula devamını ve başarısını olumlu etkilediğini gösteriyor. Çocukların beslenmesini, sağlığını, bilişsel gelişimini ve sosyal etkileşim becerilerini geliştirmeyi amaçladığından insani gelişim arasında yakın bir ilişki bulunuyor. Çocuklarda rastlanan uyum bozuklukları gibi davranışların erkenden fark edildiğinde, gerekli önlemlerin daha kolay alındığı da görülüyor. Dünya çapında yapılan fayda-maliyet analizi çalışmalarında okul öncesi eğitime yapılan yatırımın 1’e 3, 1’e 5 ve 1’e 7 gibi yüksek oranlarda uzun vadeli fayda sağladığı görülüyor.

Okul Öncesi Eğitimin Faydaları

1. Çocukların bilişsel, duygusal, sosyal açıdan gelişmelerini ve güzel alışkanlıklar kazanmasını sağlar. Böylece daha sağlıklı bireyler yetişirken, suç oranlarında azalma daha iyi birer vatandaş olma bilinci aşılanır.

2. Çocukların hayal güçlerini geliştirmek, yaratıcı yollarla düşünce ve duygularını anlatabilmelerini ve iletişim kurma becerisi kazanmalarını sağlar. Müzik, resim gibi belli alanlarda yeteneklerin erkenden keşfedilmesini ve yönlendirilmesini destekler.

3. Türkçeyi akıcı ve anlaşılır şekilde konuşmalarını sağladığı gibi kendini ifade etme becerisini de geliştirir.

4. Maddi imkânları iyi olmayan kırsal bölgelerde yaşayan geniş ailelerin çocukları için yaşama daha eşit bir şekilde başlama fırsatı sunar.

5. Çocukları ve aileleri ilkokula hazır hale getirir ve bu konudaki uyum problemlerini aşmada yardımcı olur.

6. Çocuklar için yüksek kalitede ve aile dışında bakım sağlar. Konusunda eğitimli ve çocuk bakımında uzman profesyonel kişilerin sağlayacağı kaliteli bakım ailelerin verebileceğinden daha fazlasıdır.

7. Çocuklar küçükken akranlarıyla vakit geçirerek eğitimde ortak deneyimler edinirler. Göçmenler ya da özel gereksinimli bireyler gibi dezavantajlı grupların topluma entegre edilmesine yardımcı olur.


Properties
1
Footer Contact Bar Image