Sosyal girişimcilik, sosyal ideallerin yönetim becerileriyle harmanlanması demektir. Sosyal girişimler, sosyal veya çevresel bir etki yaratmayı, gelirlerinin yarısından fazlasını ticari faaliyetlerden elde etmeyi ve kârın fazlasını veya çoğunu sosyal amaçlar için kullanmayı hedefler. Toplumsal faydaya dayalı sosyal girişimcilik, toplumsal sorunların çözülmesine ve sistemlerin dönüştürülmesine olanak sağlar. Özel sektörde sosyal girişimcilik sayesinde, toplum yararına projeler ortaya çıkmaktadır.
Sosyal girişimcilikte, ticari girişimcilikten farklı olarak topluma fayda sağlamak için sermaye açısından rahat olmak gerekir. Sosyal girişimcilikte ekonomik çıkarlar olmadan sürdürülebilir bir miras bırakmak, toplumun ihtiyaçlarına cevap vermek ve dünyayı daha iyi bir yer haline getirmek mümkündür. Türkiye’de sosyal girişimle en çok ilgilenen aktörler akademisyenler, sivil toplum kuruluşları ve politika yapıcılardır. Modern anlamda sosyal girişimciliğin 2004 yılında başladığı bilinmektedir. Bugün Türkiye'de 9 bin civarında sosyal girişim bulunmaktadır. Türkiye'deki sosyal girişimler, eğitim başta olmak üzere farklı alanlarda çalışmaktadır ve İstanbul, Ankara ve İzmir'de yoğunlaşmıştır.
Ülkedeki sosyal girişim ekosistemi 2016’dan beri gelişmeye devam ediyor. Bu alanın gelişmesi için büyük fırsatlar var. Önde gelen üniversiteler, teknoloji merkezleri, sivil toplum kuruluşları, uluslararası aktörler ve karar alma mekanizmaları ülkede daha işlevsel bir sosyal girişim ekosistemi oluşturmak için büyük bir potansiyel oluşturuyor ve bu alana olan ilgi artmaya devam ediyor.
Türkiye’de sosyal girişimcilik ivme kazanıyor. Yeni girişimler kurulmakta ve ekosisteme dahil olan kişi sayısı her geçen gün artmakta. Ülkedeki sosyal girişimlerin çoğuna kadınlar liderlik ediyor. Bu da sosyal girişimciliğin ülkede kadın girişimciliğinin gelişmesine ve kadının güçlenmesine doğrudan katkı sağladığını göstermekte. Bu alanın desteklenmesi, Türkiye’de cinsiyet eşitliğinin güçlendirilmesine de doğrudan fayda sağlayacak.
Sosyal girişim liderlerinin neredeyse yarısı 35 yaşın altında. Bu da sosyal girişimciliğin, ülkenin genç nüfusu için yeni bir ekonomik model olarak potansiyelini ortaya koymakta. Ülkedeki 203 üniversiteden 16’sı sosyal girişimcilik alanında aktif ve düzenli bir şekilde yer almakta, bunlardan 13'ünün ise eğitim programlarında doğrudan sosyal girişimcilik ve sosyal inovasyonla ilgili dersler bulunmakta. Sosyal girişimcilik de genel girişimcilik, sürdürülebilirlik ve sosyal sorumluluk dersleri kapsamında ayrı bir konu olarak ele alınmaktadır.
