Türkiye’de Nereye Tatile Gidilir? İşte Bilinmeyen 15 Ayrı Mekan Tavsiyesi
Yazın gelmesiyle birlikte tatile gitmek isteyen yerli ve yabancı yatırımcıların, Türkiye’deki tatil tercihlerini değiştireceğini düşündüğümüz, Bodrum, Marmaris ve Kuşadası gibi bilindik tatil yerlerinden farklı, ailece gidebileceğiniz, sakin yer arayışında olanlar için üç farklı aktiveyi ve 15 ayrı mekânı bu makalemizde yatırımcılarımız için tanıtıyoruz.
Yaz geldi. Tatile gitmeli ama nereye gitmeli? Türkiye’nin tatil cennetlerini hemen hemen herkes biliyor. Yerli ve yabancı turistlerin aşırı kalabalıklaştırdığı bu yerler, sessiz, ferah ve konforlu bir tatil tercih etmek isteyenler için ilk öncelik olmuyor. Siz daha çok denizle hemen buluşmak istiyor, gece hayatından çok doğa ile iç içe ve hesaplı bir tatilin izlerini arıyorsanız, işte her şey dahil konseptinden çıkarak sıkıcı olmayan, gezerek tatil yapabileceğiniz yerler:
1 – Organik Tarım Çiftlikleri
Tatil deyince denizin, kumun ve güneşin dışında organik tarım çiftlikleri, kimi otellerin sahip olduğu sağlıksız ve yüksek kolesterol içeren yemeklerin dışında, organik besinler tüketeceğiniz, kaldığınız gün boyunca ürünlerin yetiştirilmesine de aynı zamanda yardım ederek ailenizle etkileşim sağlayacağınız mekanlar olarak ön plana çıkıyor. Bu çiftliklerde gerçekleştirdiğiniz destek kaldığınız oda ücretinden düşüyor. Hem de çalışmak zorunlu değil. Organik Tarım Çiftlikleri, Buğday derneğiyle beraber çalışıyorlar ve Türkiye’nin dört bir yanında hizmet veriyorlar. Buğday derneğiyle iletişime geçerek hangi bölgelerde bu etkileşimli tatil çiftliklerinin olduğunu öğrenebilir, farklı bir tatil, hem kendiniz hem de aileniz için planlayabilirsiniz. Trem Global olarak size bunlardan iki tanesini tanıtıyor olacağız. Seçtiğimiz bu iki çiftliğin özelliği ise denize girebilme fırsatı vermesi. Çünkü bu iki çiftlik Antalya bölgesindeki Fethiye’de yer alıyor.
Pastoral Vadi – Antalya – Fethiye
Bunlardan ilki Pastoral Vadi Ekolojik Yaşam Çiftliği; Fethiye bölgesinde Yanıklar Köyü’nde Kargı Çayı’nın hemen yanı başında yer alan çiftlik, 42.000 m2 büyüklüğüyle yeşilin her tonundaki ağaçlar arasında yer alıyor. Buraya geldiğinizde yörenin mimarisiyle uyumlu bizzat aynı coğrafyadan çıkartılarak yapılan taşlardan, kerpiçlerden ve ahşaptan yapılma evlerde konaklıyorsunuz. Burada çiftlik işleri günlük, haftalık ve aylık düzende programlanmış durumda. Üretim atölyelerinde ise sanat ve kültür etkinleri düzenleniyor. Pastoral Vadi’de, Akdeniz mutfağının en lezzetli yöresel yemeklerini geleneksel yöntemle hazırlanmış bir şekilde tadabiliyorsunuz. Sağlık problemi olanlar ve diyet yemeklerini tercih edenler için de yemek programı sunan Pastoral Vadi, israfın önüne geçerek yemek artıklarının bile geri dönüşümünü sağlıyor.
Organik atıklar vadide bulunan hayvanların beslenmesinde ve toprağın zenginleştirilmesi için gübre olarak kullanılıyor, organik olmayanlar ise Fethiye’de yer alan Geri Dönüşüm Projesi’ne gönderiliyor. Toprak ile uzun vakit haşır neşir olduktan sonra kendinizi serin Fethiye denizine bırakabilir, yüzme havuzunda vakit geçirebilir, asma ağaçlarından organik üzüm yiyebilirsiniz.
Patika
Tatil için olmazsa olmazım denize yakınlık derseniz eğer sizi Patika’ya davet ediyoruz. Burası yukarıda anlatılan Pastoral Vadi gibi geniş bir alan üzerine kurulu değil ve organik çiftçilik yapabileceğiniz bir yer değil ama Akdeniz çamları arasından masmavi denizin ve sakin bir tatil için görülmeye değer yerlerden birisi daha. Fethiye’nin Faralya bölgesinde yer alan bu tatil evinde özellikle çocuklarınızın sıkılmadan etkinliklerle tatil yapması sağlanıyor. Denize yürüme mesafesinde yer alan Patika, doğa ile iç içe atmosferiyle tüm doğa düşünlerini ağırlıyor.
Fethiye’de bunlar gibi daha çok izole ortamı olan tatil çiftlikleri de var. Diğer çiftlikler hakkında bilgi sahibi olmak istiyorsanız Buğday derneğinin web sitesine göz atmanız gerekiyor.
2 - Yaylalar
Güneşin kavurucu atmosferinden bunalanların ve geldikleri yerde çok fazla güneşten, sıcaktan, nemden kurtularak serin bir tatili tercih etmek isteyenlerin Türkiye’de uğrak yeri yaylalar oluyor. Buralarda Karadeniz bitki örtüsünün içinde, çam ağaçlarının arasına hamağınızı kurarak, hemen yanı başınızda çağlayan buz gibi kaynak sularından içerek tatilinizi geçirebilirsiniz. Türkiye’de yaklaşık yüzün üzerinde yayla mevcut, yalnız bunlardan yaklaşık yarısı turizme açılmış durumda. Trem Global olarak size Türkiye’deki üç yaylayı tanıtıyoruz. Birinci yaylamız, herkesin en çok tanıdığı Rize Ayder Yaylası:
Ayder Yaylası
Rize ilinin Çamlıhemşin İlçesi’nin 19 km güney tarafında yer alan, kayın ve ladin ağaçlarıyla her yeri kuşatılmış, şarkılara sözlere konu olan bu yayla, ziyaretçilerine muhteşem bir doğa manzarası sunuyor. Yaylaların tipik özellikleri arasında yer alan rakımlarının yüksekliği sebebiyle yaz aylarında bile serin bir havaya sahip olması özellikle yabancıların en çok tercih nedenlerinden biri oluyor. 1350 m. rakıma sahip Ayder Yaylası’ndan Fırtına Vadisi’ni oluşturan ırmağın diğer kolu geçiyor. Dünyaca tanınırlığı olan Ayder Yaylası, turizm bölgesi ilan edilerek konaklamalar için her türlü hizmet sağlanmış. Ayder yaylasında konaklama yapmak için kendinizde çadırınızla vakit geçirebilir, her türlü derde deva ve şifa olan balını tadabilir, 50 derece sıcaklığa sahip kaplıcalarından yararlanabilir, farklı bir deneyim yaşayabilirsiniz.
Çambaşı Yaylası
Ordu ilinin 61 km. güneyinde yer alan Çambaşı Yaylası, yeşil doğası ve bol oksijenli yapısıyla ön plana çıkıyor. Ayder Yaylası’ndan daha yüksek bir rakıma sahip olan yayla, tam olarak 1850 m. yükseklikte bulunuyor. Tüm ziyaretçileri için doğayla iç içe mesire yerleri sunan yayla, doğal zenginliklerinin yanında pazarı, piknik yapma yerleri, restoranları ve otelleriyle ünlü. Burada bol bol organik süt, et, yağ, peynir, sebze ve meyve yiyebilir, yaz dinlenmenizi sağlıklı bir şekilde temiz havadan faydalanarak geçirebilirsiniz.
Soğucak Yaylası
Bu yaylayı tanıtmamızdaki birinci neden içlerinde en fazla İstanbul’a yakın lokasyona sahip olması. Sakarya ilinin Soğucak yaylası yaklaşık 1100 m. rakıma sahip olarak Sapanca’dan 17 km uzakta yer alıyor. Özellikle Temmuz ayının ikinci haftası ziyaret edilmesi gereken Soğucak Yaylası, bölgede yaşayanların ve dışarıdan ziyaretçilerin katıldığı “Soğucak Yayla Şenlikleri”ne ev sahipliği yapıyor. Yaylada sıkı çam ağaçlarının arasında uçsuz bucaksız otlak alanlarında huzur içinde tatilinizi yapabilirsiniz.
3 – Ege ve Akdeniz Turu
Yukarıda Akdeniz ve Ege’nin haricinde Karadeniz ağırlık tavsiyeler de bulunduk. Siz yine de Ege ve Akdeniz’i görmek ve denize girmek ama beş yıldızlı tatil konseptinden farklı olarak doğayla iç içe bir tatilin keyfini çıkarmak istiyorsanız, Trem Global sizler için Ege ve Akdeniz’de farklı bir tatilin ipuçlarını araştırdı.
Gökçeada ve Bozcaada
Ege denizinin kuzeyinde yer alan bu iki adaya Eylül ayında ya da Mayıs’ta gidilmesi gerekiyor. Çanakkale ilinden 45 dakika süren vapur seferleriyle ulaşılan adalarda üzüm bağları ve yöre bitkilerinden elde edilen şaraplar ziyaretçilerine iki katlı beyaz evlerde konaklama sağlanarak sunuluyor.
Assos
Rotamız hala Çanakkale bölgesinde yer alan başka bir tarihi turistik ziyaret merkezinde. Adalara yakınlığıyla bilinen Assos bölgesini uğramadan geçmemek gerekiyor. Burada Athena tapınağı ve antik tiyatro mevcut. İlk çağlarda yaşamış uygarlıkların tarih öncesinden günümüze kalan hatıralarını görebileceğiniz antik kente sahip bölgede yöre halkından bal, zeytin ve tarhana gibi yöresel lezzetleri satın alabilirsiniz.
Güre-Edremit
Balıkesir ilinde bulunan bu bölgede, hem güzel bir denizin keyfini çıkarmak hem de sağlıklı bir şekilde yemekler tatmak istiyorsanız Edremit’deki Güre’yi tercih edebilirsiniz. Kaz dağlarının içinde Edremit körfezinde yeşilin her tonunu içinde saklamış bir cennet olan Güre, temiz denizinin yanında bol oksijeni ve özellikle doğal zeytinyağıyla dikkat çekiyor. Güre, eski sokakların içinde, buz gibi akan tarih öncesine aitmiş hissi veren çeşmeleriyle, harika bir mimariye sahip cami ve eski hamamıyla tatilini tarihsel bir doku içinde yaşamamak isteyenlere fırsatlar sunuyor.
Ayvalık - Balıkesir
Türkiye’deki yerli turistin bildiği bir tatil mekanı olan Ayvalık, Marmaris ya da Bodrum gibi kalabalık bir yer değil. Burada ailece tekne turlarına çıkabilir,
Ayvalık’ın el değmemiş koylarını görebilirsiniz. Cunda adasını ziyaret ederek adada çıkarılan papalina balığını tadabilir, muhteşem gün batımını ise Şeytan Sofrası diye bilinen yerde izleyebilirsiniz.
Foça - İzmir
Türkiye’de eski ve yeni Foça olarak iki ayrı Foça bulunuyor. Trem Global olarak tavsiyemiz Eski Foça’yı ziyaret etmeniz. Yeni Foça, eski Foça’ya nazaran daha küçük bir yer ve Eski Foça kadar tatil imkanlarının geliştiği bir yer değil. Eskisi küçük bir tatil kasabasını andırıyor, çarşısı ve uzunca sahil şeridiyle ön plana çıkıyor.
Burada hayat, Türkiye’deki tatil beldelerinden daha ucuz. Kasabayı Cenevizliler zamanında yapılmış eski bir kale ikiye ayırıyor. Bu küçük ve şirin tatil bölgesinde konaklama yapabilir, küçük tekneler kiralayarak ailece turlara katılabilir ve hemen limanda bulunan balıkçı teknelerinden denizden yeni çıkmış günlük taze balıkları satın alabilirsiniz.
Gümüldür – İzmir
Ege’de yaşayanların kendilerine en yakın buldukları ve hafta sonları dinlendiren bir tatili tercih ettikleri yerlerden biri olan Gümüldür,
Kuşadası ile Çeşme arasında en sakin koylara ev sahipliği yapıyor. Ailece gittiğinizde çadırda konaklayarak tatilinizi geçirebilir, hemen yakındaki Efes Antik Kentini ziyaret edebilirsiniz.
Saklıkent – Muğla
Türkiye’de Antalya’da ve Muğla’da Saklıkent isminde bölgeler bulunuyor. Trem Global olarak tavsiyemiz Muğla’da yer alan Fethiye Saklıkent’ini ziyaret etmeniz. Dağların arasın yer alan Saklıkent’te güneşi saat 10:00 olmadan görebilmeniz çok zor. Yemyeşil ağaçlarla birlikte ırmakların aktığı bir yer düşünün. Ailece akarsuların üzerinde kurulmuş ağaçtan evlerde uygun bir şekilde akarsudan tutulan taze balıkları yiyebilir,
yöresel sakinlerin yaptığı hamurdan gözlemelerin tadına bakabilirsiniz. Eğer vaktiniz varsa 600 m. yükseklikte yer alan Kanyon’da gezinin ve 18 km. boyunca doğanın her türlü rengi ve kokusunun keşfe çıkın. Denize de girmek istiyorsanız Saklıkent’ten Ölüdeniz’in 1 saatlik araba yolculuğu mesafesinde olduğunu unutmayın.
Patara - Antalya
Saklıkent’ten sonra genelde tüm ziyaretçiler Antalya’ya geçerler ama size bir önerimiz var.
Batı yönündeki sahil boyunca yolu takip ederseniz Patara Antik Kentine ulaşacaksınız. Patara, dünyanın en uzun kumsallarına ev sahipliği yapıyor. Likyalılar zamanına ait pek çok tarihi eseri görebileceğiniz antik kente aynı zamanda Kaş'tan ve Kalkan'dan kalkan Patara dolmuşları ile de ulaşabilirsiniz.
Kalkan – Antalya
Patara’dan 40-45 dakikalık mesafede yer alan Kalkan, dağın yamaçlarına kurulmuş, şirin bir tatil köyü. Dağın yamaçlarına kurulmuş ortalama 500 adet evin olduğu Kalkan’da daha çok aile işletmeleri yer alıyor.
Dalış ve sualtı dünyasını keşfe çıkma deneyimi yaşayacağınız Kalkan’da, kayalar üzerine kurulmuş platformlardan denize girebilmek de mümkün. Restoranlarıyla da meşhur bu bölgeyi Antalya bölgesinde ziyaret listenize mutlaka eklemelisiniz.
Kaş – Antalya
Kalkan’dan Kaş’a geçeceksiniz özellikle yolculuğunuza çok dikkat etmeniz gerekiyor. Yolları kıvrımlı ve deniz tarafında yüksek uçurumların olduğu bölgeden geçerek Kaş’a ulaştığınızda manzarası muhteşem sakin ve ıssız koylar sizi karşılıyor. Kaş’a Kalkan’dan kalkan teknelerle de ulaşmak mümkün.
Birçok su altı mağarasına ev sahipliği yaptığı için dalış turizmi açısından da bölgenin en değerli koylarını barındırıyor. Kaş, bütçenize uygun konaklama seçenekleriyle de ön plana çıkıyor. Burada haftanın bir günü pazarından halkın köylerden getirip sattıkları doğal ürünleri tadabilir ve eşsiz doğasında yamaç paraşütü yapabilirsiniz.
Olympos – Çıralı
Türkiye’de pek bilinmeyen 15 tatil mekanını tavsiye ettiğimiz makalemizde son önerimiz size Olympos ve Çıralı bölgeleri. Bunlardan Olympos özellikle doğa tutkunlarının kamp yaparak ve yöre ile uyumlu ağaç evlere sahip tatil seçeneği ile gençler arasında popüler bir konumda yer alıyor. Yemyeşil çam ağaçlarının içinden sahile ulaşabilir, biraz daha geçince Olympos Antik Kenti’ni ziyaret edebilirsiniz. Burası 1. yy’da korsanların barınma yeri olarak kurulmuş ve tarihi kentin içinden küçük bir dere akıyor. Burada derenin denize ulaşamadan bittiğini ve içinde tatlı su balıklarının yüzdüğünü göreceksiniz.
Caretta caretta kaplumbağalarının da yaşam alanına ev sahipliği yapan koylarda piknik yapılması ise canlıları rahatsız etmemek için yasaklanmış durumda. Denizinin sabahları dalgalı oluşu öğleden sonraları ise genelde sakin oluşu Olympos’a has bir özellik. Kayalardan denize atlarken özellikle dikkatli olmanızı öneriyoruz. Yakında bulunan Çıralı köyünde kalabilir, dağın altından çıkan doğal ateşle mangalınızı yakabilirsiniz.
Kekova – Üç Ağız Köyü
Kaş’tan Antalya’ya doğru rotanızı devam ettirirseniz sapaktan yaklaşık 10 dakika süren bir yolculuktan sonra Kekova’ya doğru dönerek sakin ve çok güzel Üç Ağız köyüne ulaşmış olacaksınız. Yerli halkın işleterek geçimlerini sağladığı pansiyonlara ev sahipliği yapan köy küçük bir balıkçı kasabası olarak biliniyor. Üç Ağız Köyü’nün tertemiz denizinde irili ufaklı dizilmiş adaların manzarasını izleyebilir, denize sıfır pansiyonlarda kalabilir, doğanın tadını çıkarabilirsiniz. Daha sonraları size yakınlarda yer alan tarihi antik yerleri ziyaret etmenizi tavsiye ediyoruz. Simena (Kaleköy) ve Kınık (Xanthos) bu yerlerden. Kınık olarak bilinen yer Fethiye’ye yaklaşık 42 km. uzaklıkta yer alırken, Antik Likya şehirleri içinde idari ve dini merkez olarak kullanılmış.
Türkiye’de gezilecek ve tatil yapılacak yerler burada bahsedilen yerlerle sınırlı değil. Türkiye, turizm imkân ve potansiyeliyle bölgesinde çekim merkezi olmaya devam ederken, Türkiye’nin pek bilinmeyen bu merkezleri yerli yabancı pek çok turisti kendisine hayran bırakmaya devam ediyor. Türkiye’den en az 250.000 USD değerinde ev, iş yeri, arazi ve benzeri gayrimenkulleri satın alan herkes doğal güzellikleri ve misafirperverliğiyle öne çıkan ülkenin Türk vatandaşlığı avantajından yararlanabiliyor.
