İstanbul yeni ve modern yapılarla sürekli gelişen bir şehir olmasının yanı sıra dokusu bozulmamış, tarihi evlerin varlığını sürdürdüğü semtler de barındıran, yeni ve eskiye aynı anda ev sahipliği yapan bir şehirdir. Eski İstanbul esintileri taşıyan ve karakteristik tarihi evleri ile öne çıkan önemli noktalar:
Balat
Kilise, Sinagog ve Camilerin bir arada olduğu bu kültür mozaiği İstanbul semti tarihi yarımadaya yakın bir konumda bulunmaktadır. Eski bir Yahudi mahallesi olan Balat sahip olduğu tarihi ve kültürel yapısının yanı sıra rengarenk, aslına uygun olarak yenilenmiş evleri ile en çok ziyaret edilen, özel fotoğraf çekimleri yapılan sokaklara sahiptir. Özellikle Merdivenli Yokuş en mahallenin en popüler noktasıdır. Karakteristik mimari yapısı olan ahşap evler, iki kanatlı kendine özgü kapıları ve canlı renkleri ile Balat evleri eski İstanbul denildiğinde akla ilk gelen yerlerden biri olma özelliği taşımaktadır.
Kuzguncuk
Üsküdar’a bağlı bir mahalle olan Kuzguncuk, Balat gibi farklı inanç ve milletten insanlara ev sahipliği yapmış olan çok kültürlü yapıya sahip bir yer. Geçmişte Türk dizi ve filmlerinin de çekildiği bu şirin mahallede, 19.yy Osmanlı dönemi izleri taşıyan eski İstanbul evleri görülebilmektedir. Mimarisi, boğaz manzarası, sıcak ve samimi atmosferi ile her zaman ziyaretçi çeken bir bölgedir. Tarihi yapılarının bazıları kitabevi ve kafe olarak kullanılmaktadır.
Yeldeğirmeni
Kadıköy Rıhtım caddesine ve vapur iskelelerine 10 dakika yürüme mesafesinde olan Yeldeğirmeni, hala mahalle kültürünü devam ettiren ve eski İstanbul evleri barındıran huzurlu bir Kadıköy mahallesidir. Yeldeğirmeni adını 1. Abdülhamit zamanında un ihtiyacını karşılamak üzere yaptırılan değirmenlerden almaktadır. 1900’lü yılların başında Haydarpaşa Garı’nı yapmak için gelen Alman mimarların yaptığı binalar ile de dikkat çeken bölge son yıllarda popüler hale gelmeye başladı. İstanbul’un en eski yerleşim yerlerinden biri ve ilk apartman semti olarak değerlendirilen Yeldeğirmeni’nde bugün sanat atölyeleri ve kafeler bulunmakta. Valpreda İtalyan Apartmanı ve Ayrılıkçeşmesi sokağındaki tarihi evler eski İstanbul evlerine dair önemli örnekler sunmaktadır.
Galata
Bizans ve Osmanlı dönemlerinde ticari bir merkez olan ve pek çok milletten izler taşıyan Galata günümüzde de kültürel bir merkez olma özelliği taşıyor. Galata’nın ticari bir merkez olma özelliği 19.yy ortalarından itibaren nüfusun bu civarda yoğunlaşmasına ve yüksek katlı binaların yaygınlaşmasına sebep olmuştur. Farklı milletten mimarların tasarladığı daha Batılı tarzda evlere sahip olan Galata’nın en popüler apartmanlarından biri de İtalyan mimari tarzı ile 1800’lü yılların sonunda yapılmış olan Doğan Apartmanı. Bu apartman günümüzde de çok talep görmektedir ve pek çok ünlüye, sanatçılara ev sahipliği yapmıştır.
Sultanahmet- Soğukçeşme Sokağı
Topkapı Sarayı ile Ayasofya müzesi arasında kalan ve trafiğe kapalı olan tarihi bir sokaktır Soğukçeşme. Sırtını Topkapı Sarayı duvarlarına veren Soğukçeşme evleri tek taraflı dizilmiş şekildedir ve Ayasofya’ya doğru bakmaktadır. İki- üç katlı, ahşap ve renkli tarihi evleri 1980’li yıllarda restore edilmiştir. Trafiğe kapalı bir sokak olması sebebiyle tarihi dokusunu koruyabilmiştir.
Fatih- Samatya
Samatya bir zamanlar Türk, Ermeni, Rum ve Yahudi halkların birlikte yaşamış olduğu eski yerleşim yerlerinden biri. Ahşap konakları ve evleri hala ayakta durmakta, eski İstanbul’un izlerini günümüze taşımaya devam etmektedir. Özellikle Samatya meydanı ve civarı semtin en popüler noktasıdır. Çok sayıda dizi ve filmin çekiminin yapıldığı bu semt günümüzde et ve balık lokantaları ve meyhaneleri ile ilgi çekmektedir.
Sarıyer- Yeniköy
16.yy’da Osmanlı tarafından imar edilen Yeniköy, 18. Ve 19.yy’larda zengin gayrimüslimlerin yaşadığı, yalıları ve eski evleri ile özel bir İstanbul semti. Boğaz kıyısındaki Yeniköy günümüzde de yalıları ile seçkin bir zümreye ev sahipliği yapmakta. Yeniköy’de bulunan meşhur yalılardan Sait Halim Paşa Yalısı günümüzde düğün ve davetler için kullanılmaktadır.
Çengelköy
Üsküdar’a bağlı boğaz kenarında yer alan bir semt olan Osmanlı döneminde özellikle Lale Devri ile gelişen Çengelköy Osmanlı Padişahlarının avlanmak için vakit geçirdiği yerlerden biri olmasının yanında devlet adamlarının da yaşam alanı olmuştur. 18. Yy sonlarında Ermenilerin de yoğun olarak yerleştiği ve Çengelköy kıyılarında yalılar inşa ettiği bilinmekte. 19.yy sonrası Ermeni popülasyonu azalmış ve Türkler yerleşmişlerdir.
